Bu soru gibi yanıtıda göreli bir kavramdır. Her kişinin matematiği sevmeme nedeni farkılı sayılabilir. Matematiği sevmeyenler olduğu kadar sevenlerde vardır benim gibi. Tabi ki herşey matematik dersini verenlere bağlıdır. Eğer öğretmen sadece bir görevi ifa etmek için ders anlatıyorsa bu iş en çok öğrenciye yansır. Öğretmenlere de haksızlık etmemek lazım. Sanki milyonlarca öğrenci aynıymış gibi konulan müfredatta neden oluyor matematiğin kötü görünmesine. Matematik süper zeka gerektiren bir ders değildir. Normal bir insan yapamamış olsaydı şimdiye kadar çoktan etkinliğini kaybederdi çünkü dünya sadece süper zekaların yaşadığı bir yer değil.


Matematiği anlamaya çalışırken kendimiz için oluşturduğumuz stratejide önemlidir. Ne stratejisi?, savaş mı yapıyoruz burada dediğinizi duyar gibi oluyorum. Strateji derken kendi anlama kapasitemize göre “matematiği soyut olarak mı görmemiz gerekiyor yoksa somut olarak mı?” bunun yanıtını vermiş oluyoruz. Bazı insanlar gerçekte varolmayan şeylere karşı ilgi duymaz. Sayılar, formüller vs. gibi kavramlar soyut kavramlardır ki kişi eğer somut şeyleri daha kolay anlayabiliyorsa bu kavramları kafasında somutlaştırmalıdır. Söz gelimi kafasına 28 sayısı yerine 28 tane çubuk şekli gelmelidir. Böylelikle kafasında bir enstantene oluşturur ve işlemleri daha kolay yapar.
Konudan konuya göre de değişir matematik sevgisi. Örneğin ben logaritma, karmaşık sayılar konularını severken trigonometri adlı iğrenç üçgen biliminden nefret ederim. Bu da kişinin o konuyu ilk nasıl tanıdığı yada tanıtıldığıdır. Bana ilk trigonometri göreceğim senenin başında yandınız bu trigonometri başınızı yakacak dediler doğal olarak bilinç altımda trigonometrinin üzerine çarpı atıldı.
Bence matematiğin sevilmemesindeki bir diğer sebep ise eğitim camiasının biraz hayalperest davranmasıdır. Nasıl mı? Şimdi söyleyin ileride kaç kişi hayatında trigonometriyi etkin olarak kullanacak. Birçok matematikçi bile kullanmıyor normal vatandaş mı kullanacak.
Bunca yazıdan sonra akıllarda sadece matematik mi sevilmiyor diye sorular oluştuğu kesin. Hayır tabi ki diğer dersleride sevmeyenler vardır. Ben tarih, edebiyat derslerinden nefret ederim. Fizik, kimya, biyoloji gibi dersleri çok severim. Dediğim gibi bunlar kişinin kendisine bağlıdır. Galiba bu sevme-sevmeme olayı sözel-sayısal diye ayrılıyor bende daha doğrusu birçok kişide.
Burada asıl konumuz olduğu için matematikle devam ediyorum karıştırmayın diğer dersleri (: Sayısal, Duygusal, Sözel zeka diye adlandırılan zeka türlerine göre değiştiği kanısındayım bu sevme konusunun. Yani sayısal zekası ileri düzeyde olan insan sayısı duygusal ve sözel zekaya sahip insanlarda çok daha az. Bunun büyük etkisi var matematiğin sevilmeyen ders olarak anılmasında.
Neyse herşey kafada bitiyor, orayı halletin mi gerisi kolay…